Bir Huzur Masalı: Cunda
Madem ilk instagram paylaşımım Cunda’dan oldu (bkz. instagram: frauleinalmira)…
Özellikle yaz sezonu dışında genellikle boş sokaklarıyla ve emekli kasabası haliyle; yaz sezonundaysa cıvıl cıvıl kalabalığıyla her zaman güzel bir kaçamak.
Şimdi şöyle bir düşünelim, ne yapılır Cunda’da?
Taş Kahve: Cunda’nın en ünlüleri nereler diye sorsak, listede ilk 3e girer. Kahvesi güzel, manzarası güzel diyeceğim ama sahildeki tüm mekanlar aynı güzel manzaraya sahip kabul edelim. Klasik, ünlü vs diye bir mekandan vaz geçecek kadar hipster değilsek, buyrun gidelim az şekerli türk kahvemizin tadını çıkaralım.
Lokma İmparatoru: Eğer Cunda’ya tekne turuyla gelmişseniz muhtemelen tekneniz tarafından önerilecek lokma-dondurma büfesi. Az önceki ünlüler listesinde muhtemelen başı çeken bu abimizdir. Kendisi gece kulübü güvenliği cüssesiyle, havalı bir şekilde lokma dökmektedir. Sahildeki restoranların sonunda, önündeki sıradan bulabileceğiniz abimizden lokma dışında, külah dondurma ve kızarmış dondurma da alabilirsiniz. Geçen hafta gördüm viskili dondurması da varmış, denenecekler listeme ekledim.
Rakı-Balık: Bu konuda bir mekan önerisinde bulunamadım açıkçası, denedim birkaç tanesi arasında fiyat ve servis arasında pek bir fark olduğunu söyleyemeyeceğim. Fiyatlar güzel, mezeler güzel, birkaç kadeh sonra dünya güzel!
(Dipnot: Bilinçli tüketiniz, sonra benden bilmeyiniz)
Taksiyarhis Kilisesi: Bkz. Rahmi Koç Müzesi. İstanbul’daki müzenin bir benzeri olarak düşünebilirsiniz. Restore edilmiş kilisenin süslemelerini de inceleyebilirsiniz, tarihi yüzlerce parçanın arasında gezinirken. Müzeden çıktığınızda kafesinde de bir kahve keyfi yapabilirsiniz.
Çöp(m)adam: Geri dönüştürülmüş malzemelerden yapılmış aksesuarlar satan şirin dükkan. Kendilerini websitelerinden inceleyebilirsiniz.
Ada Camping: Buralara kadar gelmişken denize de girelim tabi. Kendisi aynı zamanda bir camping alanı adından anlaşılacağı üzere. Bununla birlikte günübirlik kullanabileceğiniz bir plajı ve restoranı bulunmakta. Aracınızla gelmemişseniz, taksiyle ulaşabilirsiniz. Websitelerindeki “Yıl Boyunca Açıktır. (Aralık, Ocak, Şubat, Mart hariç)” yazısıyla gönlümüzde farklı bir yer edinmiştir.
Otel önerisinde bulunamadım, 2014 yılında gittiğim bu harika otelin adını hatırlayamadığım için çok üzgünüm şu an. Fotoğrafını buraya koyuyorum ki gittiğinizde belki tanırsınız. Odalarının şirinliğinin yanı sıra, muh-te-şem kahvaltılarıyla kalbimizi çalmışlardı.
Mekan önerileri değil de, Cunda’da asıl güzel olan sokaklarda salına salına gezmek; kedileri sevmek – ki sayıca insan popülasonundan fazla olduklarını düşünüyorum -; bileklikler, ev süsleri, ıvır zıvır onlarca şey satılan tezgahları dolaşmak; anın keyfini çıkarmak.
Hazır Cunda’dayken, Ayvalık ve Sarımsaklı’ya da zaman ayırmanız tavsiye olunur.